1980’lerden itibaren hayatımıza giren sosyal girişimcilik kavramı genellikle ticari girişimcilik ile karıştırılmaktadır. Bu iki kavram arasında ki en temel fark olarak; ticari girişimcinin kendi çıkarlarını ön planda tutarken, sosyal girişimcinin toplum çıkarlarını ön planda tutuyor olması gösterilebilir. Ticari girişimciler rekabetçi bir piyasanın içerisinde fikirlerinin özgünlüğünü korumaya çalışarak, kar elde ederler. Fakat sosyal girişimciler için fikirlerin kopyalanması ve farklı sosyal girişimlerin ortaya çıkması sorun teşkil etmez. Onlar için yeni sosyal girişimler demek toplumda çözüme kavuşacak sorunlar demektir. Peki sosyal girişimci kimdir? Genel olarak kullanılan tanıma göre sosyal girişimci toplumun aksayan noktalarını gören ve bu noktalara yönelik yenilikçi ve sürdürülebilir girişim modelleri üreten kişidir. Bir diğer tabir ile sosyal girişimci var olan sorunları, yenilikçi fikirler ile toplum için birer fırsata çevirerek fark yaratan kişidir.

     Sosyal girişim modelleri incelerken vurgulanması gereken en önemli nokta, bu modellerin kar elde ettiğidir. Dışarıdan bakıldığında sosyal girişim modellerinin herhangi bir kazanç sağlamadığı gibi bir algı oluşsa da bu modeller kazanç sağlamak durumundadır. Sağlanan kazanç ile modelin giderleri karşılanacak, sonrasın da kalan kazanç toplumsal fayda için kullanılacaktır. Ve aslında bu durum sosyal girişim modellerinin temelini oluşturmaktadır. Dışarıdan bakıldığında insanların en çok aklını karıştıran sorulardan biri olarak ortaya çıkan bu işleyiş temelde basit ve toplum için oldukça yararlıdır.

     Ülkemizde her ne kadar yeni olarak görülse de sosyal girişimler daha kavramın adının konulmadığı dönemlerde dahi karşıma çıkmaktadır. Bu konuya dair ülkemizden en güzel örnek ise Prenses Zeynep Kamil’dir. Kendisi kadın hastalıkları ve çocuk hastalıkları ile ilgili olarak hastanenin kurulmasını sağlamıştır. 1800’lü yıllarda henüz sosyal girişimcilikten bahsedilmezken ortaya çıkan bu oluşum en güzel örneklerdendir.

     Günümüze baktığımızda sosyal girişimcilik için önemli olan maddeler karşımıza çıkıyor. Bunlar bir sosyal girişimcinin takip etmesi gereken maddeler. İlk basamak toplumsal sorunlar ile ilgilenen pek çok kişinin yaptığı gibi sorun tespiti, ikinci basamakta ise bu sorunu çözüme kavuşturmaya yönelik ortaya konulacak inovatif yani yenilikçi çözüm yolu. Sosyal girişimciyi diğer pek çok kişiden ayırt edecek bu basamakta, kişiler çözüm yolları ile şunu kanıtlamak durumundadır; geçmişten günümüze bu sorun ile ilgili pek çok çözüm yolu geliştirilmiş ve uygulanmıştır. Fakat bu sorun günümüze kadar süregeldiğine göre, maalesef ki çözümler gerekli etkiyi yaratamamıştır. Bu nedenle sosyal girişimci geliştirdiği çözüm ile bu soruna dair olan durumu kökten değiştirmelidir. 

     Aslında tablonun geneline bakıldığında sosyal girişimcinin risk aldığını ve çalışmak için seçtiği alana yeni bir bakış açısı ile baktığını görüyoruz. Burada kullanılan risk alma tabiri genellikle insanların gözünü korkutan ve onları sosyal girişimcilik kavramına uzaktan bakmaya iten bir kavram olarak kabul edilebilir. Ama burada ki risk eğer bu girişim modeli daha önce kullanılmadıysa o noktada ortaya çıkar. Ve bu risk kişi eğer sosyal girişimciliğe ve geliştirdiği modele inanıyorsa göze almaya değerdir. Sonuç olarak sosyal girişimciler her geçen gün giderek artmakta ve toplumsal fayda için çalışmalar yürütmektedir. Kişiler bu modeller ile istihdama katkı, toplumsal sorunlara da çözümler üretmektedirler.

Kaynakça

Toplumsal Dönüşüm için Sosyal Girişimcilik Rehberi – Hülya Denizalp